Geri
SALAH BİRSEL Şair, Deneme Yazarı

Kentsoylular gibi bir çay içelim

(…) Ama biz yine Baylan’a dönelim. Eğer 1948 yılında bir akşamüstü oraya gelecek olursanız orada Fahir Onger’i, Oktay Akbal’ı, Behçet Necatigil’i, Orhan Arıburnu’nu ve Salâh Birsel’i görebilirsiniz. Pangaltı’daki Haylayf Pastanesi’nin garsonu Hristo da artık buradadır. Ama burası asıl şenliğini 1952 yılında Atillâ İlhan gelip de otağ kurduktan sonra kazanacaktır.
Belki de yıl 1953’tür, yanlışlık yapmayalım. Ama Atillâ ikinci Paris yolculuğunu da büyük bir başarıyla sona erdirip İstanbul’a dönmüştür. Vatan gazetesinde sinema eleştirileri yapmaktadır. Bu, Beyoğlu’nda “mekân tutmayı” gerektiren bir iştir. Atillâ bir türlü bunun üstesinen gelemez. Günlerden bir gün Orhan Kemal’e rastlar. Orhan Kemal bir senaryo için Beyoğlu’na çıkmıştır. Atillâ’ya “Gel, şuraya girelim, kentsoylular gibi bir çay içelim” der. Baylan’dan içeri girerler. Atillâ için giriş o giriştir. Hem kahve, hem çalışma, hem dinlenme yeridir burası artık onun. İlişki kurduğu kızlara da Baylan adresini vermeye, “Geç kalma, erken gel” demeye başlar. (…)

Baylan’a bir koşudur başlamıştır. Orhan Duru -bir süre sonra Türk Edebiyatının batıya en dönük öykülerini yazacaktır-, karikatürcü Tonguç, Sinan Bıçakçı, Hilmi Yavuz, film yönetmeni Metin Erksan, tiyatrocu Atillâ Alpöge, Ülkü Tamer, Şükran Kurdakul, Erdoğan Tomakçıoğlu, Atillâ Tokatlı, Ege Ernart, Asım Bezirci, Doğan Hızlan, Oğuz Alplâçin -Hayalet Oğuz-, Melisa Erdönmez, Konur Ertop, Adnan Özyalçıner, Erdal Öz, Sezer Özlü -sonradan Duru- Ergin Ertem, Polis Haydar, Mehmet Bertan -çok şarap içince kendi göğsüne jilet atar-, Önay Sözer ile Can Ok birbirlerinin ardından ya da önünden burada boy gösterirler. En az gelenler de A’cılardır. Onlar İstanbul yakasındaki kahvelerde sereserpeleşmeyi yeğlerler...